SAĞLIKHABERLER

Eyvah Diyetim Bozuldu! Şimdi ne Yapmalıyım?

Aralıklı oruç, glutensiz beslenme, vejeteryan diyeti, vegan diyeti, az yağlı diyet.. vs derken uçsuz bucaksız diyet kategorileri içine düşüyoruz çoğu zaman..

Diyet yapmak istemek aslında hayatımızı düzene sokma isteğimizin bir parçası. O hafta sonları serpme kahvaltılarından akşamında bol çeşitli yemekler yiyip ardından da tatlıları götürdükten sonra düşer aklımıza bu istek. Çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlansa da yine de tekrar tekrar yapma isteği uyanır içimizde. Özellikle de yaz mevsimine yakınsak ve tatil planları yaptıysak bu istek hayatımızın doğal bir parçası haline gelir. Hayatımızı ve özellikle de vücudumuzu düzene sokmak isterken diyetin ortasında salıverebiliriz kendimizi. Belki kendimizde özdenetim oluşturamayız belki de diyette kalmak uğruna verdiğimiz çırpınışlarımız yetersiz kalır. Ama eğer güzel bir başlangıç yaptıysak ve diyetimiz çok da güzel giderken gittiğimiz misafirlikte karşı koyamadığımız çeşitlerle karşılaşırsak? O zaman ne yapmalı ? İşte buradaki en önemli husus dengeyi ayarlayabilmek. Elbette bu hayata bir kere geliyoruz. İstediğiniz ve beğendiğiniz şeyleri tatmak sizin de hakkınız. Ama dikkat ederseniz burada önemli olan husus tatmak, yani tadına bakmak. Amacımız doyana kadar yemek değilse elbette tadına bakabilir, kendimizi böyle şeyden mahrum bırakmamalıyız. Çünkü eğer çok fazla kendimizi sıkar, kendimizle sürekli bir savaş halinde olursak çoğu zaman irademize yenik düşebiliriz. İrade önemli bir konu. Sadece diyet yaparken değil, hayatta her konuda bu önemli noktayı atlamamamızda yarar var.


İRADEYİ EĞİTMEK

İrade tıpkı kaslar gibi eğitilmesi gereken ve üstüne gidilmesi gereken bir konu. İrademizi ne kadar sağlamlaştırırsak alacağımız kararlarda ve özellikle duygusal kararlarımızda o kadar doğru tercihler yapabiliriz. Hayat çoğu zaman bir seçim meselesi. Ve ne kadar kabullenmesek de irademizi doğru terbiye ettiğimiz zaman duygularla ve mantık arasında bir karar vermemiz gerektiğinde daha dengeli ve sağlam kararlar verebiliriz. Bunun için şartlara ve durumlara bakılmaksızın karşımıza çıkan en ufak durumda bile irademizi koruyabilmemiz bizi gelecekte bekleyen zorluklara karşı koruyabilecek ve kendimizi korumamız açısından bir zemin oluşturacak. İrademiz ne kadar güçlenirse kendimize saygımız artacak ve kontrol her zaman bizlerin elinde olacak. Unutmayın irademiz ne kadar güçlüyse bizde o kadar güçlüyüz.

HAYIR DİYEBİLMEK

Özellikle hassas insanların ortak problemidir hayır diyememek. Hayırsız bir hayattan hayır gelmez diyerekten hayır demenin öneminden bahsetmek isterim. Hayır diyebilmek sık sık bir başkaldırı veyatta aykırılık olarak görülse de benim kendime saygım kendime has kurallarım var onu çiğneyemem demektir. Hayır demek sizi kötü bir insan yapmaz. Ayıp olmasın diye istemeyerek de gittiğiniz o buluşma, sırf karşı tarafın kalbi kırılması diye alınan bir dilim pasta günün sonunda kendinizi mutsuz hissetmenize sebebiyet olur. Bu bakımdan hayır diyebilmenin önemini yaşadığınız her kötü tecrübe sonunda daha net anlayacaksınız.

ÖĞÜN ATLAMAMAK

Sırf bir yere yetişme telaşesinden veya daha fazla uykumuzdan taviz vermemek adına ertelediğimiz kahvaltılar günün ilerleyen saatlerinde kendini tansiyon, görme kaybı ve mide kazınmasına bırakır. Bu da daha fazla atıştırmaya daha fazla şeker ve karbonhidrat isteğine neden olur. Bu istek yatışmadığında daha fazla iştah açıklığına ya da tam tersi mide bulantısına neden olabilir. Bu açıdan özellikle kahvaltılar atlanmamalı, gerekirse ara öğünler daha çeşitli olmalıdır. Bu da öğünlerin daha düzenli ve sistematik olarak ilerlemesine olanak tanır.

FAZLA KAFEİN TÜKETMEMEK

Kafein, çok tüketildiği takdirde kortizol hormonlarının salgılanmasının artmasına neden olabilir. Bu da anksiyete, kaygı durum bozukluğuna neden olabilir. Özellikle geçiştirilen öğünler yerine kahve tüketmek sindirim sitemi bozukluklarının ve ilerleyen süreçlerde birtakım rahatsızlıkların habercisi olabilir. Çoğu zaman uyanık kalmak için içilen kahve, sürekli bir alışkanlık haline dönüşüp vücudun kimyasını bozabilir. Bu nedenle günde en az bir en fazla iki fincan içilmesi makbuldür.

HER DİYET UYGUN DİYET DEĞİLDİR

Herkesin metabolizması farklı çalışır ve herkesin uyguladığı diyet farklılık gösterir. Her gördüğünüz diyeti uygulamaya çalışmak size bir şey kazandırmaz aksine çok şey götürür o açıdan uzman hekimlerin yardımıyla, sizin tahlil sonuçlarınıza göre hazırlanmış bir diyet listesi sizin yararınıza olacaktır. Et ağırlıklı mı yoksa sebze ağırlıklı mı bir diyet olacağına hekiminizin karar vermesi daha sağlıklı olacaktır.

DİYET BOZULDUYSA NE YAPMALI?

Kilo alınır verilir mühim olan üzerinizde bir baskı yaratmamak. Bunu zorla değil severek ve kendinize saygı duyarak yapmak… Diyet yapıyor olmanız sizin bir tercihinizse onu devam ettirmek de size bağlı. Kendinize duyduğunuz saygı, diyetinizi severek yapmanıza vesile olacak. Yediklerinizin muhasebesini yapmadan kontrollü bir şekilde hayatınızı devam ettirmek en sağlıklısı olacaktır. O halde hiç bir şeyin canınızı sıkmasına izin vermeyin ve kaçırdığınız bir dilim pastanın gününüzü mahvetmenize izin vermeyin. Öncelik olarak kendinizi sevin ve saygı duyun. Gerisi zaten kendiliğinden gelecektir. Sevgiler…

Diğer gelişmelerden anında haberdar olmak için bizi Twitter hesabınızdan takip edebilirsiniz.

Resimler; Pixabay.com, Pexels.com aracılığı ile eklenmiş olup bazı görseller Twitter.com kullanıcısından izin alınarak eklenmiştir.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir